kitap

KRİTİK

KRİTİK, tiyatro eleştirmeni ve uzman psikolojik danışman Mehmet Konuk’un 2010 – 2014 yılları arasında izlediği yüzlerce tiyatro oyunu içerisinden, özellikle sosyo-psikolojik açıdan done veren, eleştirmenin tabiriyle “derdi olan” oyunları seçerek yazdığı oyun kritiklerini içermektedir. Yazar, bu kitap sayesinde hem sahnelenen oyunlar hem de oyunlarda görev alan bütün sanatçılar özelinde tiyatro tarihine bir not düşmüş oluyor. Ayrıca, tiyatro ve dramatik yazarlık bölümünde okuyan öğrencilere de bir oyuna hazırlanırken veya oyun sahnelerken nelere dikkat etmeleri gerektiğini de bir eleştirmen hassasiyetiyle hatırlatırken, tiyatro eleştirmenliği yapmak isteyen yeni nesillere de eleştiri konusunda fikir vermektedir. Kitap, sadece teatral açıdan bilgiler vermekten öte, yazarın psikolojik danışman olması, ayrıca felsefe ve psikoloji ile ilgili söyleşiler gerçekleştirerek, yıllardır bu alanlarda çalışmalar yapmasından ötürü, oyunlara toplumsal, felsefi, siyasi ve psikolojik açıdan yorumlar getirmesi ve belirtilen bu alanlarla ilgili olarak sorunlara değinmesi suretiyle, sadece tiyatrocuların değil aynı zamanda sosyal ve beşeri olgulara ilgi duyan herkesin dikkatini çekebilecek niteliktedir.

KRİTİK İÇİN SÖYLENENLER…

Sevgili Mehmet Konuk, biz sanatçılar için eleştiri çok önemlidir her ne kadar önemsemiyormuş gibi görünsek de, yapmaya çalıştığımız şeyin doğru algılanması bizi yüreklendirir, eksik olduğunu duymaksa bizleri kamçılar. Hele ki sizin gibi belli bir dünya görüşü olan ve bu işi iyi yapanların görüşleri bizim için çok daha önemlidir. Bu anlamda çalışmalarınızı destekliyor, ba- şarılarınızın devamını diliyorum.

– GÜZİN ÖZYAĞCILAR Tiyatro – Sinema Sanatçısı

Sevgili Mehmet Konuk, tiyatroya olan saygını ve sevgini biliyorum. Umuyorum ki genç oyuncular senin eleştirilerini okuyup sanat yaşamlarında farklı bakış acılarına yer vermeyi öğrenecekler. Bu anlamda onlara ve yeni genç eleştirmenlere de yol göstermiş oluyorsun. Başarılarının devamını diliyorum. Sevgiler…

– ERDAL ÖZYAĞCILAR Tiyatro – Sinema Sanatçısı

Eleştiri yapan kişinin öncelikle donanımlı olması ve olaylara/durumlara değişik açılardan bakmasını bilmesi gerekir. Ancak bu da yetmemekte; saldırgan, alaycı, yaratıcıyı rencide edici bir anlatımı değil, kavrayıcı, onore edici, küçümsemeyen ve en önemlisi yaratıcının önünü açan ve onu yüreklendiren bir yaklaşımı da örneklemesi gerekir eleştirilerinde. Mehmet Konuk bir eleştirmen olarak olması gereken ikinci özelliklerin hepsini özenle uygulamaktadır değerlendirmelerinde. Kırmadan eleştirmek ise en güzel yanıdır Sevgili Konuk’un. Çünkü bilmektedir ki “marifet iltifata tabidir.” İnanıyorum ki değerlendirmelerini birçok disiplin açısından gerçekleştiren Mehmet Konuk, yukarda sıralamaya çalıştığımız özellikleriyle uzun yıllar tiyatro dünyamıza katkı veren bir ad olarak anılmayı başaracaktır. Elinizdeki kitapla Mehmet Konuk bunu somutlaştırmıştır. Bir oyun yazarı olarak; bu güzel çalışması için eleştirmen Mehmet Konuk’a teşekkür ediyor ve bu çabalarının sürmesini diliyorum.

– TUNCER CÜCENOĞLU Oyun Yazarı

Genç arkadaşım Mehmet Konuk’un kitabının çıkacağını duyduğum anda aklıma hemen Dilruba Saatçi’nin kurguladığı Fikriye ve Latife oyunu hakkında yazdığı yazısı geldi. İçten, samimi, kırmadan ifade eden ve duygularını net şekilde anlatan derli toplu yazılarını seviyorum. Konuk, tiyatroyu çok seviyor ve tiyatro olgusu hakkında çok düşünüyor. Gerçekten de tiyatro eleştirisi başlı başına analitik bir şölen, büyük bir bilgi birikimi ve zamanı öteye taşıyan bir orkestra estetiğidir. Konuk’ta da bunların hepsini görebiliyoruz.

– Prof. Dr. AYŞE DİDEM USLU Eleştirmen, Öykü ve Roman yazarı

Tiyatro, akademik yaklaşımlar kadar hakiki, hayata dayalı ve kalıpların dışında saptamaları içeren bir eleştiriye ihtiyaç duyan bir sanat. Ama her zaman bu tarz değerlendirmeleri yapacak eleştirmenleri bulamıyoruz maalesef. Farklı yapıtları sağlam bir düşünce süzgecinden geçiren, edebiyatla hemhal olarak damıttığı yazılarıyla sağlam bir bakış açısı getiren bir yazar Mehmet Konuk. Burada okuyacağınız yazılar geniş bir tiyatro yelpazesini ele alıyor. Saptadığı oyunlara ayrıntılı ve psikolojik yaklaşımı da göz ardı etmeyen değerlendirmeler yapıyor. Sakin ve mesafeli anlatımla ele aldığı konuyu ince ayrıntılarla bezeyerek, söz hünerlerinden de yararlanıp seyirciyi ve okuru sağduyulu bir değerlendirmeye davet ediyor.

– ÖZEN YULA Oyun Yazarı – Senarist

İlerlemek isteyen tiyatrocu için eleştirmen çok değerlidir. Mehmet Konuk, eserlere elitist bir tavırla değil de neredeyse bir seyirci hassasiyetiyle, özellikle toplumsal, sosyolojik, psikolojik açıdan da bakan, üstüne benim bir rejisör olarak öğrenmek ve ileri gitmek için çabaladığım, dünyanın da peşinde olduğu minimalizmin önemini kavramış, çağdaş tiyatronun farkında, yol gösterici, değer verdiğim bir eleştirmen… Tiyatroculuk acı veren bir iş; eseriniz oynanıyor ve er ya da geç bitiyor. Elinizde kalan anılar; bir yerlere atılmış birkaç fotoğraf, broşür, afiş, kötü çekilmiş, kanlı canlı sahnelemeyi asla yansıtmayacak bir de gö- rüntü kaydı belki, o da nereye sakladığınızı bulabilirseniz tabii… Elinizdeki kitap ülkemizde son dönemde sergilenen tiyatro eserlerine odaklanan önemli bir tanıklığı içeriyor. Benim kütüphanemde değerli bir yeri olacak.

– KEMÂL BAŞAR Oyuncu – Yönetmen – Çevirmen

Bir tiyatro eseri izleyenin algısına göre şekillenir, doğaldır ki bir yapıt üzerinden çok farklı görüşler ifade edilebilir. İzleyici ve yaratıcı bu farklı görüşleri kendi akıl süzgecinden geçirerek bir sonuç elde etmeye çalışır. Bu bağlamda eleştiri yapmak her türlü nesnel olma gayreti içinde yazanın öznel seçimlerini de içeren bir sarmaldır ve yapıtı eleştirmenin kendi yargısının mutlaklığına mahkûm etmeyi dışlayan etik bir duyarlılık gerektirir. Yazılarınızı bu hassasiyet içinde kaleme alıyor oluşunuzu ve her türlü kişisellikten uzak “tiyatro sanatını yüceltecek” bir perspektif içine oturtma gayretinizi takdirle karşılamaktayım.

– ENGİN ALKAN Oyuncu – Yönetmen

KRİTİK – SATIŞ SİTELERİ…

HOŞ GELDİN SINAV

Yeni bir çözüm önerisi üretilene kadar ülkemiz bir sınavlar ülkesi konumundadır. Bireylerin kariyer yapma, akademik çalışmalarda bulunma, sosyal çevre edinme bağlamında istedikleri yaşama ve hedefe yönelmeleri için sınav gibi zorunlu aşamalardan geçmeleri, en geçerli yollardan biridir. Gerek eğitim sisteminden, gerek medyadan, gerek ailelerin ve öğrencilerin yükledikleri anlamlardan ve algılamalarından kaynaklı olarak, sınavlar korkulması gereken bir unsur haline gelmiştir. Bu sebeple de bireylerin bütün bir öğrenim hayatı sadece bu sınavlara endeksli bir şekilde yürütülmektedir. Oysa sınavlar, hedeflediğimiz yere doğru ilerlerken karşımıza çıkan küçük engeller yada virajlardır. Sınavları bunalım sebebi olarak sunarsak başarıdan ziyade psikolojik ve akademik olarak olumsuz sonuçlarla karşılaşabiliriz.

Sınavın tek çare olduğunu söylemek, ne idiğü belli olmayan uzman diye geçinen insanlardan yardım almaya çalışmak, medyanın abartmalarına kulak vermek, meslekî yönlendirmeleri kendi dileklerimize göre yapmak, doğru çalışma sistemini bilmemek, verimli ders çalışma koşullarını hazırlayamamak, sürekli çocukları bir başkasıyla kıyaslamak, takdir – teşvik – ödül – caydırıcılık gibi kavramlardan bîhaber olmak, baskı uygulamak, anne-baba ve çocuk iletişiminin kurulamaması… Bütün bunlar öğrencilerin ve dolayısıyla ailelerin psikolojisini ve hatta fizyolojisini bozan sebeplerdir.

İşte “HOŞ GELDİN SINAV” yıllardır bu sorunlara tanık olan, kendi öğrencilerinden, velilerinden, danışanlarından, mesai arkadaşlarından yola çıkarak ve yine öğrencileri ve ailelerini alâkadar eden belli başlı konularda psikolojik danışman bakış açısı ile detaylı açıklamalar yapan Uzman Psikolojik Danışman Mehmet KONUK’un gençlere ve anne-babalara seslenişi ile hazırlanmış bir çalışmadır. Ancak her seslenişten önce, o seslenişin içeriğine uygun bir şekilde hazırlanmış, yine Konuk’un gözetiminde Tiyatro Yansıma ekibinin yazdığı skeçler yer almaktadır.

Bu tarzın benimsenmesinin iki ana nedeni vardır:

  1. Böylesi çalışmaların genelinde monoton ve daha akademik bir anlatım vardır. Bu tarz, okuyucu için çoğunlukla akılda kalıcılık sağlayamamaktadır. Çünkü sıkıcı bir formata sahiptir. HOŞ GELDİN SINAV’da, bu tarzdan kopup, içeriği daha teatral bir normda sunarak, gerçekçi bir halde okuyucu yakalama gayreti vardır. Bu sayede verilmek istenen mesaj daha net verilecek ve davranış değişikliği daha yüksek bir oranda gerçekleşecektir.

 

  1. Yine bu tarz kitaplarda ya sadece velilere veyahut sadece öğrencilere seslenilir. Oysa HOŞ GELDİN SINAV’da her iki gruba da sesleniş vardır. Zira var olan sorun asla tek taraflı değildir. Birbirleriyle yüzleşsinler ve hatalarını idrak etsinler diye her iki kesim de beraber ele alınmaktadır.

KRİTİK – SATIŞ SİTELERİ…