2000’li yıllarla beraber Türkiye’ye giren yüze vurumcu tiyatro örnekleri birkaç tiyatro grubu tarafından sahnelenmeye çalışılıyor.  Elbette bu gruplardan veya grupların yüze vurumcu tiyatro örneği olarak sunmaya çalıştıkları oyunlar içinde başarılı olanları var. Ancak bazı tiyatro grupları maalesef bu tiyatro akımını farklı yorumlamakta. Yüze vurumcu tiyatro dinamiklerini psikoloji biliminden alır. Özellikle de Freud’dan yani psikanalizden. Bu […]

Read More

İş dünyası sadece çalışan açısından değil, aynı zamanda işveren açısından da acımasızlık özelliği taşımaktadır. Aslında işverenler de bir bakıma “çalışan” kesim içinde yerlerini almaktadırlar. Çünkü bir grubu koordine etmek, onların kendilerine sunulanlardan rıza göstermelerini sağlamaya çalışmak, ikna etmek için çaba göstermek, ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmak, maddi – manevi tabloların hepsini göz önünde bulundurarak plânlar yapmak önemsenmeyecek […]

Read More

Tarık Şerbetçioğlu’nu İBB Şehir Tiyatrolarındaki yazdığı, yönettiği ve oynadığı oyunlardan, dizilerdeki rollerinden hepimiz biliyoruz. Aynı zamanda onu az çok takip edenler bilir ki azimli, sürekli üretme derdinde olan tam bir tiyatro âşığıdır. Kamu kurumsal (ödenekli) bir tiyatroda olmanın verdiği rahatlıkla sırtını kurumuna yaslar, rol verilirse yada görev tevdî edilirse yapar, iş olmazsa da umursamayıp yoluna […]

Read More

“Nasıl ki doğuşumuz bizim için her şeyin doğuşu olduysa, ölümümüz de her şeyin ölümü olacaktır… Ölüm, uzun ömürle kısa ömür arasındaki farkı kaldırır, çünkü yaşamayanlar için zamanın uzunu kısası yoktur.”  – Michel de Montaigne – Fransız yazar Montaigne’in “Ölüm Üstüne” isimli deneme yazısı hayata yüklememiz gereken anlamı, kendimize biçeceğimiz değeri, ölüm ile yaşam arasındaki çizgiyi, […]

Read More

Aman! Sakın başlığa aldanıp oyunun, emekçi ve sömürülen kadınların, haklarını aramak maksadıyla yürüttükleri mücadeleyi anmak için belirlenen Dünya Kadınlar Gününe yaraşır bir oyun olduğunu vs. düşünmeyin. Geçelim kadınlar gününü… Kadınların sorunlarına dair bir tek cümle ile bile olsa değinen bir oyunla karşılaşacağınızı dahi sanmayın. Bu başlık tamamen yermek maksadı ile atılan dokundurmalı, iğneleyici bir başlık… […]

Read More

Tiyatro kritikleri yazmanın ve aynı zamanda usta isimlerle Yeni Tiyatro Dergisi Emek ve Başarı Ödüllerinin seçici kurul üyesi olmanın bir yükümlülüğü vardır. Bu yükümlülüklerin en başında çokça oyun izlemek, sezon içerisinde oyun atlamamak gelir. Hem gelen davetlere cevap verebilmek hem de ödüllerin dağılımında adaletsizliğe mahal vermemek adına sezon içerisinde oyundan oyuna koşturuyorum. Gün içinde iki […]

Read More

Arzen topraklarının sultanı Mehmene Bânu; ailesini henüz gencecik yaşta kaybetmiş ve aileden kendisine dayanak olabilecek tek kişi olan kardeşi Şirin’e aşırı derecede düşkün biridir. Adaletiyle nam saldığı kadar sertliğiyle de ünlenen Mehmene Bânu, Şirin bir gün olur da yanından gider diye büyük bir korku taşımaktadır. Yalnızdır; her ne kadar el pençe duran vezirleri, önünde diz […]

Read More

Bilgisayarımın başında oyun hakkındaki düşüncelerimi yazmaya koyulduğum şu sıralar, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolarında görevli olan sanatçılarımız bir üzüntü ve tabi ki kızgınlık içindeler. Sadece Şehir Tiyatrolarındaki sanatçı dostlarımız değil kızgınlık içinde olanlar; elbette kurum dışında tiyatro ile hemhal olan birçok insan aynı duyguları hissetmekte. Sebep ise Şehir Tiyatrolarının hali hazırdaki yönetmeliğinin değiştirilip, Genel Sanat […]

Read More

Adeta bir oyuna değil de belli bir konuda denemeye başlayacakmışım gibi bir girizgâh olduğunun farkındayım. Aslında bir bakıma öyle… Bugüne dek kadınların toplumdaki yerine dair söylemek istediklerime bahane teşkil edebileceğim bir oyuna gittim. Camille… Gerek verdiğim felsefe – psikoloji içerikli konferanslarda gerek birebir sohbetlerimizde her zaman “Maalesef erkek beyinlerin birçoğunda coğrafi bölge, kültürel yapı, sosyal […]

Read More

Her zaman derim; tuzu kuruluk kişinin yalamaktan başka hiç bir işe yaramaz. Lâkin yaşamları boyunca türlü sıkıntılardan geçen ve o sıkıntıları aşabilmek adına kimi zaman geri durmak, kimi zaman sabretmek kimi zamanda elinden geldiğince tepki göstermek durumunda kalan kişiler üretimin merkezi durumunda olmuşlardır. Buradaki temel kelime “sabır”dır aslında. Toplumumuzda ne yazık ki sabır kelimesi tahammülle […]

Read More

Yüze vurumcu tiyatro tarzı, insanoğlunun içine düştüğü çelişkileri, sergilediği ikiyüzlülüğü, sahtekârlığı net bir şekilde aksettirmelidir. Şayet şiddet, acımasızlık, riyakârlık varsa elbette sahnede sunulmalıdır ancak özendirerek veya âdeta reklam yaparak değil de eleştirel bir gözle aktarılmalıdır seyirciye. Bu türden oyunları sahneleyen grupların, söyleyecek, daha doğru bir deyişle eleştirdiği şeylerin yerine koyabilecek bir sözü de olmalıdır. Aksi […]

Read More

Tragedyanın önde gelen eserlerinden biri olan Hamlet’i uzun uzun anlatmaya gerek yok ancak kısaca değinelim: Danimarka Prensi Hamlet, kral babasının ani ölümünden sonra tahta geçen amcası Claudius’un, annesi Gertrude ile evlenmesi olayının üzerine büyük bir kedere boğulur. Babasının ölümünün kendisini sarsmasının yanı sıra henüz cenaze töreninin ardından böyle şoke edici bir durumla karşılaşması kendisini daha […]

Read More