kadanlar-da-savasırsa-lysistrata“Bu sene çok da zevk alabileceğim bir oyun izleyemiyorum.” diye serzenişte* bulunurken Kemal Kocatürk rejisiyle Lysistrata az da olsa yüreğime su serpti. *(Bu serzeniş sadece benim değil sohbet ettiğim eleştirmenlerin, seçici kurul üyelerinin, tiyatro üzerine kafa yoran herkesin serzenişidir.)

Aristophanes’in milâttan önce 400’lü yıllarda yazdığı Lsysistrata’yı tiyatroyla alâkadar olan herkes bilir ama kısaca değinmekte fayda var. Bundan tam 2400 yıl önce yazılan oyun savaşlarla hem ekonomik, hem de sosyal yönden ciddi bir bunalım geçiren Atina’da yaşayan kadınlar, erkekleri savaştan vazgeçirmek, savaşlara bir son vermek, soylarının devamlılığını sağlamak için bir plân yaparlar. Bir yandan da kendi özlemlerini ve zevklerini de düşünen kadınlar savaşlara son vermek düşüncesiyle; eşleriyle cinsel birliktelik kurmama, aynı evde yaşamama, erkeklerin hiçbir ihtiyacını gidermeme konusunda sözleşip anlaşırlar. Bu çağrıyı bölgede sözü geçer nitelikte olan Lysistrata adında bir kadın yapar. Önceleri, kadınlardan bazıları itiraz etse de daha sonra birlik olurlar. Hep birlikte Atina’nın yönetim merkezi olan Akropolis’i işgal ederler. Erkekler savaştan döndükten sonra bu duruma şaşırırlar. Önceleri kadınların “savaşmama, barış içinde yaşama” şartlarını kabul etmezler, direnç gösterirler ama nafile… Bir müddet sonra hepsi yelkenleri suya indirir, savaşı sona erdirip Atina ve Sparta erkekleri olarak barış içinde yaşamayı kabul ederler.

Lysistrata, binlerce yıl önce yazılmış olmasına rağmen güncelliğini yitirmeyen, çağdaş gerçeklikten asla kopmayan bir metin olma özelliğine sahiptir. Antik Yunan tiyatrosunda üretilen tam bir komedya örneğidir. Vurguları vardır ama altı çizili yerleri ya da didaktik şekilde sunulan ağdalı bir dili yoktur. Oyunu, Aristophanes’in komediyi ve toplumsal mesajı bir arada verdiği “ütopyalarından” biri olduğunu unutmamak gerekir. Ütopyadır, çünkü kadınların daha çok kenarda tutulduğu hatta filozoflarından bazılarının bile ikinci sınıf insan olarak gördükleri öyle bir toplumda bu işe girişmesi imkânsıza yakındır. Üstüne bir de bunun için cinsel mahrumiyeti kullanırlar ki bu durum dönemi itibariyle daha da imkânsızdır. Dönemin haricinde de bütün kadınları yek bir ağızdan böylesi bir organize protestoya katılmaları da zor bir durumdur.

Oyun, yönetmenin elinde daha da anlam bulmuş…

Nedense Lsysitrata birçok yönetmen tarafından aşırı didaktik bir üslûpla sunuluyor. Oyunun rejisini yapan Kemâl Kocatürk, başkaca oyunlarından zekâsını hayli hayli konuşturan bir yönetmen olarak bu oyunu da aslına uygun bir formda seyirciye ulaştırıyor. Oyunun komedya olduğu bilincini önde tutup verilmek istenen mesajı oyunun içine serpiştirerek sunuyor. Kadınların karşı duruş nedenini komedi yönü daha ağır olan salt bir cinselliğe bağlama ucuzluğunda da bulunmamış, sıkıcı bir savaş karşıtlığı söylemiyle sloganik bir eda da takınmamış. Her ikisini dengeli bir havada vermiş. Erkeklerle kadınların mücadelesi gibi bir sakilliğe de düşmeyen yönetmen bu direnişin nedenini tam dozunda yerleştirmiş.  Antik Yunan eserlerinde meydana gelme ihtimali yüksek olan kasvetli yapay havayı müzikle müthiş şekilde dağıtmış. Sıkıcılık konusunda oyundaki temel handikap olan koroları şarkı tadında verme fikri de duyumsanan zevki arttırmış.  Ancak bazı şarkıların tekrar tekrar verilmesi –misal oyunun başında, ikinci perdenin başında ve oyunun sonunda aynı şarkının verilmesi– anlamsız olmuş. Oyunun gereksiz yere uzamasına de sebebiyet vermiş. Aynı şekilde oyundaki kimi esprili sözlerin çok fazla tekrara düşmesi seyirci de bıkkınlık oluşturabilir; kekeme halin çok uzun sürmesi ve şapşal kadın karakterin esprilerinin çok tekrar edilmesi gibi…

Oyunun dekor tasarımı da Kocatürk’e ait. Salonun her iki yanına barkovizyon yerleştirmiş. Seyircinin tam karşısına denk gelecek şekilde sahnenin gerisine yönetimi temsil eden kocaman bir kapı yerleştirmiş. Sahnenin tam ortasını boş bırakmış. Burada kadın oyuncuların tam olarak kendilerini göstermeleri için geniş bir alan sunmuş. Erkekler daha çok orta boşluğun dışında ya kenarlarda yada seyircinin arasında oynuyorlar. Kadınları sahnenin ortasında daha uzun zaman tutarak mücadelenin altını bu şekilde daha sarih bir şekilde çizmiş. Oyunda erkeklerin başka yerlerde savaştan gelişlerini verebilmek adına salonun tamamını ve kapılarını kullanması oyunun dinamizmini yükseltmiş. Sahne geçişlerinde barkovizyona yansıttığı yakın tarih savaşlarının anlatıldığı görüntüler veya savaş filmlerinden kesitler bulunmakta. Bunlar, oyunun hâlâ güncelliğini koruduğunun altını çizmek için iyi bir tercih olmuş. Özellikle savaş sahnelerinin sonlarına eklediği komik efektler savaş figüranlarını ti’ye alması açısından manidar. Fakat görüntüler daha belirgin şekilde verilebilir. Görüntü kalitesinde sıkıntı vardı.

Müzikler Mertol Şalt’a ait… Bence kendisi, İBBŞT’nin en büyük şanslardan biridir. Müziklerini özellikle oyun için özenle seçtiği yada bestelediği alınan lezzetten anlaşılıyor. Salt bir estetik anlayışla üretmiyor eserlerini. Bütün çalışmalarında duygu yönü daha da ağır basıyor. Bu da seyircinin oyuna adaptasyonunu arttırıyor. Bu oyunda da sahne geçişlerinde kullandığı coşkusu yüksek müzikler ve korolarda kullandığı yerel tınıların ve melodilerin varlığı da bu söylemimin kanıtı.  Şalt, yönetmenle ilgili yorumlarda müziğe değinirken söylediğim gibi, oyunda “Antik Yunan eseri yapıyoruz, bu yüzden müzikler de klasiğe yakın normlarda olmalıdır” hatasına düşmemiş. Bu minvalde yönetmenin belki de en büyük yardımcısı konumunda.

Şalt’ın müziklerine uygun şekilde danslarıyla ve hareket düzeniyle oyunun ön plâna çıkmasını sağlayan başka bir sanatçı da Salima Sökmen… Yönetmenin ne yapmak istediğini tam olarak anlamış bir şekilde müziklerin de hakkını vererek bir koreografi yapmış.

Kostüm tasarımında Canan Göknil imzası var. Her zaman demişimdir, bütün yönetmenlerin kostüm konusunda evvela yanına koşmaları gereken bir sanatçıdır diye. Dönemi ve yaşanılan mekânı bütünüyle idrak edip ona göre tasarımlar sunmuş. Aynı zamanda abartılı tasarım yapmayarak, ağır malzemeler kullanmayarak oyuncuların hareket alanına da imkân sağlamış. Yalnız ayakkabıların topuklu tercih edilmesi kıyafetlere nazaran uyumsuzluk arz ediyor.

Oyunculuklara gelecek olursak…

Yönetmenden uzun uzadıya bahsettim. Oyunu ele alış biçiminden, yorumundan, eklemelerinden, dengesinden vs… Belli ki oyun üzerinde ciddi ve titiz bir çalışma yürütmüş, klâsik bir metni capcanlı bir hale getirmiş. Kendisine yardım eden yukarda isimlerini sunduğum epey de sanatçı olmuş. Ancak bence yönetmen oyuncular konusunda pek şanslı değil. Tabi ki hepsini kastetmiyorum. Çağlar Yiğitoğulları, Gökhan Eğilmezbaş, Okan Patırer, Selçuk Soğukçay isimlerini tenzih ediyorum. Rollerini hakkıyla ortaya koyuyorlar. Enerjilerini olabildiğince yüksek tutarak oyundaki erkeklerin görevlerini idrak etmişler. Ancak aynı şeyi diğer oyuncular için ve bilhassa oyunun can damarı olan kadın oyuncular için söyleyemeyeceğim. Mesela Lsysitrata’yı oynayan Demet Bozkaya âdeta hangi rolü oynadığının farkında değilmiş gibiydi. Güçlü, bölgede herkesin derdine koşan, bütün kadınları ikna edebilecek kapasiteye sahip bir kadını değil de sıradan birini oynuyor gibiydi. Sanırsam rolünün o metindeki yerini tam olarak bilmiyor veya iyi okuyamamış. Oyunda rol alan Ayşen Sezerel, Bensu Orhunöz, Berrin Akdeniz Kortidis, Buket Yanmaz Kubilay, Çağatay Palabıyık, Çağrı Özgür Hün, Hülya Arslan, İbrahim Ulutaş, Murat Bavli, Nazan Yatgın, Seda Fettahoğlu ve altını çizerek söylüyorum Demet Bozkaya şayet öncelikle isimlerini saydığım diğer dört oyuncunun ve yönetmenin enerjisi kadar oyuna dâhil olabilirlerse, oyun, sezonun tartışmasız iyi oyunları arasında yerini alacaktır. Umarım bu olumsuz yorumum sadece galadaki performanslarıyla alâkalıdır.

Lysistrata, bence sezonun sağlam yapımları arasında şimdiden yerini almış durumda. İBBŞT’nin çıtasını daha da yükseltmesi ve kendi içlerinde birlik ve beraberliği sağlamalarını temenni etmekle beraber yönetimi Lysistrata gibi bir klâsiği genç kuşakla, gayet keyifli bir dille buluşturdukları için de ayrıca naçizane tebrik ediyorum.

No Comment

You can post first response comment.

Leave A Comment

Please enter your name. Please enter an valid email address. Please enter a message.