647010647225Öncelikle hararetli bir şekilde eleştiri oklarını çevirmek maksadı ile oyun içinde bana göre hatalı olan noktaları not edip oyunun sonunda da bana o notların çoğunu yırtıp attıran oyun ekibine teessüf ederim. Bana göre, bu oyun tamamen eleştiri maksadıyla yazılmış manifesto niteliğinde yazılmış bir oyundur. Belki bazı meslektaşlarımın gücüne gidecek ama olsun yine de asıl mesleğim olan psikolojik danışmanlığı icra eden biri olarak birazdan söyleyeceğim sözleri sarf etmeyi bir bilinç uyandırmak adına kendime görev addediyorum. Genç bir yetenek olan Emre Coşkun’un yazıp yönettiği ve oyuncularından biri olarak görev aldığı Tevellüten Mütevellit adlı oyun özellikle son dönemlerde türeyen psikolojinin temel dinamiklerini bilmeden, aldıkları kısa süreli ve niteliksiz eğitimlerden sonra, psikoloji konularında yada psikolojik kökenli hastalıklarda (davranış ve kişilik bozukluklarında) ahkâm kesen ve hatta hadlerini aşıp bu türden rahatsızlıkları yada sorunları tedavi edebileceklerini söyleyen kişisel gelişim uzmanlarını, NLP-NNLP uzmanlarını, meditasyoncuları, yaşam koçlarını (bir de bazıları coach diye yazmaz mı?), gurucuları yada “adı her neyse”leri eleştiren başarılı bir eleştiri oyunu…

Oyunda hayata dair belli çözümlemeler yapma gayreti içinde olan, sürekli olarak türlü olayı, neredeyse bütün konuları, insanların birbirlerine karşı olan tavırlarını daha doğrusu iki yüzlülüklerini ve çelişkilerini analiz etmek doğrultusunda çaba sarf eden, sonuç olarak da kendi ruh sağlığını koruyamayan, terapist terapist dolaşıp yine de kendi sorularına ve sorunlarına çözüm bulamayan Çağdaş Kontak isminde bir genç ile göreve yeni başlayan Pervin isminde genç bir psikolog arasında geçer. Oyun, kimi zaman hayat, aşk, sevgi, güç-iktidar, savaş-barış, zenginlik-fakirlik olgularına dair birçoğumuzun sormuş olduğu soruları içeren diyaloglarla kimi zaman da ülkemizde var olan güncel olaylara yaptığı eleştirilerle zengin bir içeriğe sahiptir.

Oyunda, psikolojik sıkıntılarını bedensel tepkimeleri ile gösteren, sürekli sorular soran, psikolojide “adil düzen eğilimi” diye adlandırılan bir takıntısı olan Çağdaş karakteri ile karşımıza çıkan Emre Coşkun genel manada verdiği tepkilerle bu türden bir rahatsızlığı gösteren danışanın tavırlarını doğru şekilde verebiliyor. Fakat “adil düzen eğilimi”nde olan karakterler aynı zamanda anti-sosyal tavırlarda göstereceğinden bu denli sakin bir kişilik yapısına sahip olamazlar. Psikolojik rahatsızlığı oyunun başında aşırı derecede ve çok hızlı değişen bedensel hareketlerle verip oyunun ilerleyen sahnelerinde bunu neredeyse hiç vermemesi de ayrıca eleştirilmesi gereken bir yandır. Şayet karakter, ani ve sürekli olan bedensel tepkimelerle yansıtılıyorsa bunun sürekliliği olmalıdır. Çünkü dramaturgideki en temel kurallardan biri “karakter tutarlılığı”dır.

Pervin karakterinde seyircinin karşısına çıkan Şafak Değerli ise ilk paragrafta eleştirmek hatta çaplarını ve sınırlarını aştıkları için yerden yere vurmak maksadı ile bahsettiğim kendilerine yaşam koçu diyen kişileri araştırmış da onları yansıtmış kadar başarılıydı… Lümpen ağzı, sonradan görme tavırları, psikoloji hakkındaki yarım yamalak bilgisi ve aynı şekilde yansıyan sözleri, danışan tarafından kendisine yöneltilen sorulara alâkasız cevaplar vermesi tam da bahsettiğim kişileri yansıtmakta. Aynı zamanda bedeninin ve mimiklerinin esnekliği de bahsetmeden geçilmeyecek derecede başarılı. Oyunun sonunda seyircinin şaşırmasına neden olan durumu da çok başarılı bir şekilde verdi. Ah birde ikinci perdede giydiği kostümün içinde ilk perdede kullandığı kostümlerde olmasaydı daha iyi olabilirdi. Onları çıkarmak zor olmasa gerek.

Oyunun ışık ve müzik düzeni yok maalesef. Özellikle oyunun başında bulunan, seyirciye çocuk oyununa mı geldim acaba dedirten ışıkları ve müzikleri olmasa oyun daha da başarılı bir oyun olacaktır. Müzikler ve ışıklar hakkında bir kez daha düşünülmeli.

Peki, ben oyun esnasında bunları mı not almıştım ya da oyundan sonra bunları mı yazmayı düşünüyordum? Hayır tabi ki… Psikolog Pervin karakterindeki Şafak Değerli’yi bir psikologu bu denli uçuk, bu denli, mahalle ağzı ile oynadığı, psikolog ile kişisel gelişim uzmanlığı arasında dağlar kadar fark olduğunu ve bunu yansıtamadıkları için ciddi manada eleştirmeyi düşünüyordum. Ama olmadı. Çünkü oyun boyunca psikolog olarak bildiğimiz Pervin, psikolog değil; psikolog olma hayaliyle yanıp tutuşan ve akıl hastanesinden kaçan bir akıl hastası (bana göre şizofren)…Ve bu hastalık durumunu da çok güzel yansıttı oyuncu. Her ne kadar gazetelerde, televizyon programlarında arandığına dair haberleri yayılan bu ruh hastasının nasıl olup da o ofisi açtığı, ofise lâzım olabilecek birçok ekipmanı oluşturduğu, bende bir soru işareti oluştursa da, ciddi araştırmalar sonucunda yazılması, seyirciyi sıkmadan kendine bağlaması ve eleştirmek istediği noktaları destekli bir şekilde eleştirip, mesajlarını da verebilmesi açısından başarılı bir oyun…

 

No Comment

You can post first response comment.

Leave A Comment

Please enter your name. Please enter an valid email address. Please enter a message.